Vesiyâbeke fetahhir [99]

... Diyor ki gadir (yalancı, sahtekâr, hilekâr, hain) olma, yoksa elbiselerin/kişiliğin kirlenir. Şüphesiz ki gadir, elbi­seleri/kişiliği kirli olandır. Denir ki: "Elbiselerini temizle" (sözü), amellerini düzelt (anlamındadır). Bazıları da: "Elbi­selerini temizle" (sözü) onu kısalt anlamındadır, elbiselerin kısaltılması ise temizliktir, diyor. [100] Zemahşeri, bu ayetin somut anlamda elbise temizliğiyle ilgisini ve bunun, namazın sıhhat şartlarından biri olduğu­nu, bir mü'mine kirli giyinmenin yakışmadığını zikrederek şöyle diyor: (Bu ibare), alışkanlıklarla hataya düşen, fiiller­le kirlenen nefse temizlenmesi emridir. Biri, ahlaki kirlerden ve ayıplardan beri olmakla tanım­landığında; "falanca (kişi) elbiseleri temiz, cebi, eteği ve yeni pak biridir" denir. Gadir (yalancı, sahtekâr, hilekâr, ha­in) için ise, "falancanın elbiseleri kirlidir" denir. Bu, elbise­nin insanı sarması ve onu kuşatmasından dolayı böyledir ki elbiseyle kendisi kinaye olunmuştur. Onların; "Zeyd'in ah­lakı ve aklı hoşuma gitti" dedikleri gibi "Zeyd'in elbisesi hoşuma gitti" şeklindeki sözlerine bakmaz mısın? Şöyle de derler: "Şeref, elbisesinin içinde, cömertlik konağının altın­dadır." Hiç kuşkusuz çoğunlukla nefsini temizleyip arındı­ran kişi dışını da temizleyip arındırmayı amaçlar. Ve ancak kötü şeylerden sakındığı gibi herşeyde temizliği tercih eder. [101] Elbiseni temizle: isyankârlık ve günahlardan tevbe ede­rek kalbini temizle. Bu, Katade'nin görüşüdür. Mukatil ise; kalbini tevbeyle temizle, "Araplar bir adam günah işlediği zaman, elbiselerini kirletti", derlerdi, diyor... Devamında bu ayetin, elbiseleri kısaltmak, nefisleri temizlemek, amel­de ihlas ve hüsn-i zanda bulunmak gibi anlamlara geldiğini söyleyen alimlerin görüşleri yer alıyor. [102] Nisaburi'nin Vadhü'l-Burhan’ında da "elbiseden kasıt ne­fistir" şeklindeki görüş rivayet edilmiş ve şiirlerle uzun uzadıya takviye edilmiştir. İmrü'1-Kays[103] bir şiirinde şöyle diyor: Avfoğullarnın elbiseleri/kişilikleri tertemizdir. Açık olan yüzleri ak ve değerlidir. Kendimi (esvabı) hıyanet ve çirkin sözden arındırırım. En hayırlı olana meyleâer(seçer)im. [104] Lafzen, "elbiselerini (siyab) temizle": Ama hemen he­men bütün klasik müfessirler, sevb isminin ve çoğulu olan siyabın, mecazi olarak elbisenin örttüğü şeyi, yani kişinin "bedeni"ni veya daha geniş anlamda onun "kişliği"ni veya "kalbi"ni yahut hatta onun "ruhi durumu"nu ya da "davra­nış tarzı"nı gösterdiğine[105] işaret etmişlerdir. Böylece yukarıdaki ayetle ilgili yorumunda Zemahşeri, okuyucunun dikkatini çok bilinen deyimsel ifadelere, tahiru's-siyab (lafzen, "temiz elbiseler içinde olan") ve danisu's-siyab (pis elbiseler içinde olan) deyimlerine çeker ve onla­rın sırasıyla "kusurlardan ve noksanlardan beri" ve "kusur­lu - fasid ve aldatıcı hain" şeklindeki mecazi anlamlarını vurgular. Razi ayrıca ilk müfessirlerin çoğuna göre (bu ayetin) an­lamı, "kalbini bütün kötülüklerden arındır" şeklindedir der ve kendisi de bu yoruma katılır. [106] Dördüncü anlam da şudur: Yani "uçkurunu temiz tut, ona sahip ol". Bu deyim Urduca'da da aynen Arapça'da olduğu gibi kendini kötülüklerden uzak tutmak ve en güzel ahlakla donatmak anlamında kullanılır. Ibn Abbas, İbrahim Nehai, Şa'bi, Ata, Mücahid, Katade, Said b. Cübeyr, Hasanü'l Basri ve diğer büyük müfessirler bu ayetin anlamından aynı yorumu yapmışlar yani "Ahlakınızı temiz tutun ve her türlü kötülükten ve çirkin işlerden kendinizi arındırın" manasını vermişlerdir. Arapça deyimlerde bir kişi diğer birisi için "elbisesi te­mizdir" ve "görünüşü temizdir" dediğinde bundan güzel ahlak sahibi bir insan kasdedilir. Bunun tersine "elbisesi kirlidir" denildiğinde de o kimsenin ilişkilerde iyi bir insan olmadığı ve sözüne itibar edilmeyen biri olduğu kaydedilir. [107] Görüldüğü gibi müfessirler bu ayeti daha çok mecazi anlamıyla ele almışlar ve buna göre yorumlamışlar. Müfessirlerin ayete verdiği mecazi anlamları şu şekillerde özetle­mek mümkündür: a- Nefsini temizle b- Kişiliğini arındır c- Davranışlarına çeki düzen ver d- Ahlakım düzelt e- Kalbini temizle Bu ayetin Türkçe çevirilerine göz gezdirdiğimizde sükut-u hayale uğruyoruz. Çünkü elimizde mevcut ve en çok rağbet gören meallere baktığımızda sadece üçünün ayetin mecazi anlamını kaale aldığını görüyoruz. Bunlar Elmalı, Hizmetli ve Piriş'in mealleridir. Elmalı: .. .ve elbiseni artık temizle Elbiseni: a) Kendini/nefsini, b) Çevrendekileri/etrafını tathir eyle, ıslah edip arındır. Siyah kelimesi sadece insanın nefsinden, kendisinden değil, onu yakından bürüyen etrafın­dan da kinaye veya mecazdır. Bu takdirde ikinci anlam birin­ci anlamı zaten kapsar. Elmalı, ayetin mecazi anlamını her ne kadar doğrudan meale yansıtmamışsa da tefsirde bunu yeterli olacak derecede açıklamıştır. Hizmetli:... kendini arındır. Piriş: Elbiseni/ nefsini temizle Lafzen, elbiseni temizle! Ancak bütün müfessirler, bura­daki anlamın özellikle mecaza hamledilmesi gerektiğini söy­lerler. Bu durumda anlamı, kişiliğini bütün kirlerden arındır! Yahut ahlaklı ol, demektir. Klasik Arapça'da Tahîru's-Siyab (Elbisenin temizliği) kişilikli, ahlaklı insanlara işaret ederken, Danîsu's-Sîyab (Elbisenin kirliliği), hain fesatçı, ahlaksız insanlara işaret eder. Bizce Hizmetli'nin tercümesi ayetin mecazi ifadesini gü­zel bir şekilde yansıtacak niteliktedir Piriş'in dipnottaki açıklamaları da ayetin deyimsel yönünü bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır. Çantay, D.İ.B., Bilmen, Yavuz, Davudoğlu, Ateş, Bulaç, T.D.V., Y. Öztürk, Atay, A. Öztürk, Koçyiğit ve Varol gibi mütercimler ise anlaşıldığı kadarıyla ayetin mesajını bildi­ğimiz giyilen elbiselere hasretmişler ve ayetin, öyle veya böyle, mecazi anlama sahip olabileceği ihtimalini ya düşün­memişler ya da kayda değer bulmamışlardır. Oysa ki meca­zi anlamı yakalamak için elde mevcut birçok güvenilir bil­giyi bir tarafa bıraksak bile ayetin bağlamı bunun için tek başına yeterlidir. Bütün bunlardan so a ayetin aşağıdaki şekillerde ter­cüme edilebileceğini düşünüyoruz: - Nefsini temizle. - Kendini arındır (Hizmetli) - Öz-benliğini temiz tut. (Esed) vb.


16.02.2009 tarihinden beri 5035 defa okundu. Son takip: 21.11.2024 - 08:43